SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

MENASİK BAHSİ

<< 1809 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِيُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبَّاسٍ قَالَ كَانَ الْفَضْلُ بْنُ عَبَّاسٍ رَدِيفَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَجَاءَتْهُ امْرَأَةٌ مِنْ خَثْعَمٍ تَسْتَفْتِيهِ فَجَعَلَ الْفَضْلُ يَنْظُرُ إِلَيْهَا وَتَنْظُرُ إِلَيْهِ فَجَعَلَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَصْرِفُ وَجْهَ الْفَضْلِ إِلَى الشِّقِّ الْآخَرِ فَقَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ فَرِيضَةَ اللَّهِ عَلَى عِبَادِهِ فِي الْحَجِّ أَدْرَكَتْ أَبِي شَيْخًا كَبِيرًا لَا يَسْتَطِيعُ أَنْ يَثْبُتَ عَلَى الرَّاحِلَةِ أَفَأَحُجُّ عَنْهُ قَالَ نَعَمْ وَذَلِكَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ

 

Abdullah b. Abbâs (r.a.)'dan; demiştir ki:

 

Fadl b. Ab-bâs, Resûlullah (s.a.v.)'in terkisinde bulunuyordu. Nebi (s.a.v.)'e Has'am Kabilesi'nden bir kadın fetva istemeye geldi. Derken Fadl kadına, kadın da Fadl'a bakmaya başladılar. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.) Fadl'ın yüzünü öbür tarafa çevirmeye başladı. Kadın:

 

Yâ Resûîullah! Allah'ın, kullarına hac hakkındaki farizası babama pir-i fâni iken yetişti. Babam deve üstünde duramıyor. Binâenaleyh, onun namına ben hac edebilir miyim? dedi. Resûlullah (s.a.v.);

 

"Evet" cevabını verdi. Bu (hâdise) Veda Haccında oldu.

 

 

İzah:

Buhârî, meğâzî; hac, sayd; Müslim, hac; Nesâî, menâsik; İbn Mâce, menâsik; Muvattâ', hac; Dârimî, menâsik; Ahmed b. Hanbel, I, 212, VI, 429.

 

"Redif" kelimesi hayvan üzerinde bulunan bir kimsenin arkasına oturan kimse anlamına gelir. Buna türkçemizde

 

"terkisine almak" denir. İbn Mende'nin beyânına göre Resûlullah (s.a.v.)'ın terkisine aldığı şahısların sayısı otuz küsuru bulmaktadır.

 

Bu hadisin isnadında ihtilâf edilmiştir. Sahih olan kavle göre hadis-i şerif mürseldir. Çünkü Veda Haccında Resûlullah (s.a.v.) İbn Abbâs'ı aile­sinin zayıf olanlarıyla birlikte geceleyin Müzdelife'den Minâ'ya göndermiş kendisi de bayram sabahı Fadl b. Abbâs'ı terkisine alarak yola' çıkmıştır. Binaenaleyh İbn Abbâs (r.a.) olayı gözüyle görmemiş, Fadl'dan ışitmiştir. Nitekim bundan sonraki rivayette bu cihet tasrih edilmiştir. Hz. İbn Ab-bas'ın vak'ayı birkaç kişiden işitmiş olması da mümkündür. Yalnız kim­den işittiğini bu rivayette tasrih etmemiştir. Fadl (r.a.) Resûlullah (s.a.v.)'in amcası Abbas b. Abdulmuttalib'in oğludur.

 

Has anı: Yemen'de bir kabilenin adıdır. Bir rivayette sual soran kadı­nın Cüheyne kabilesine rnensub olduğu bildirilmiştir.

 

Soran erkek mi kadın mı ve keza sualinin babaya mı anneye mi yahut kardeşe mi ait olduğu hadisin muhtelif rivayetlerinde muhtelif şekillerde beyan edilmiştir.

 

Bu konuda gelen hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

 

1. İbn Abbâs'dan rivayet olunmuştur. Dedi ki: Nebi (s.a.v.) bay­ram günü el-Fadl'ı hayvanının acze düşmesinden dolayı kendi hayvanının arkasına bindirmişti. Fadl yakışıklı bir adamdı. Bir ara Nebi (s.a.v.) kendisinden fetva soran kimseler için durdu, derken Has'am kabilesinden güzel bir kadın da fetva istemek için Hz. Nebi'e doğru yöneldi. el-Fadl bu kadına bakmaya başladı. Onun güzelliğinden etkilenmişti. Pey­gamber (s.a.v.) eliyle Fad'lın çenesinden tutarak yüzünü öbür tarafa çevirip kadına bakmasını engelledi.[Buhârî, İsti'zân]

 

2. Süleyman b. Yesâr, Fadl b. Abbâs'dan naklediyor:

 

Fadl, Resûlullah (s.a.v.)'ın terkisinde İdi. Bir adam Hz. Nebie gelerek:

 

Ya Resûlullah (s.a,)! Annem ihtiyar bir kadındır. Bineğe bindirsem duramaz .(hayvanın üzerine durabilmesi için) bağlasam ölür, diye korku­yorum, dedi. Resûlullah (s.a.v.):

 

"Annenin bir borcu olsa onu öder misin?" dedi. Adam:

 

Tabii, dedi. Resûlullah (s.a.v.)

 

"Öyleyse annenin yerine haccet" buyurdu.[Nesâî, menâsik]

 

3. Abdullah b. Abbâs anlatıyor: Adamın biri Hz. Nebie gelerek: Babama hac farz oldu. Halbuki o ihtiyar bir kimsedir. Binekte duramaz, bağlasam ölür, diye korkuyorum, acaba onun yerine hac edebilir miyim? diye sordu. Hz. Nebi:

 

"Eğer babanın bir borcu olsaydı, onu öder miydin, ne dersin?" bu­yurdu. Adam:

 

Tabii, deyince Nebiimiz:

 

"Öyleyse babanın yerine haccet!" buyurdu.[Nesâî, menâsik]

 

4. el-Fadl b. Abbâs (r.a.)'dan rivayet edilmiştir: Has'am kabilesinden bir kadın;

 

Ya Resûlullah! dedi. Babama hac farizası ulaştı ve kendisi ihtiyar bir kimsedir. Hayvanın sırtında durmaya gücü yetmez. Resûl-i Ekrem

 

"Onun yerine sen haccet!" buyurdu.[el-Mubarekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezi, II, 113.]

 

5. Hz. Ali'den rivayet edildiğine Has'am kabilesinden genç bir kadın (Resûi-i Ekrem'e gelerek);

 

Ya Resûlullah babam kendisine ihtiyar halinde hac farz olan bir kimsedir. Onun edaya gücü yetmiyor. Bu haccı ben onun yerine edâ edebilir miyim? diye sormuş da Resul-i Ekrem efendimiz;

 

"Evet" diye cevap vermiş.[Beyhâkî, es-Sünenu'l-Kübrâ, IV, 329.]

 

Bu rivayetlerin arasını bulmak için Şeyh Zeynüddin "bu soruların müteaddid defalar sorulduğunu" söylemiştir. Buna göre bir defa Resûlul­lah (s.a.v.)'a bir kadın babası adına hac edip edemeyeceğim, başka bir za­man diğer bir kadın annesi adına, yine ayrı ayrı zamanlarda bir erkek annesi adına, diğer biri de babası adına üçüncü bir kimse de kardeşi adına hac edip edemeyeceklerini sormuşlar demektir. Sünen sahiplerinin rivayet­lerine göre erkeklerden bu hususta soru soranlar Husayn b. Avf ile Lakît b. Âmir'dir. Kadınlardan soru soranların isimleri belli değildir.